Haber ve Etkinlikler

ŞEYHBİZİN AŞİRETİ ARAŞTIRMA 3

ŞEYHBİZİN AŞİRETİ ARAŞTIRMA 3

Şeyh Bizini Kürtleri nereden gelmişler?

Şeyh Bizini aşireti umumiyetle İran, Irak, Suriye’de kışlayıp Anadolu’da Yaylayan Rişvan, Cihanbeyli, Şeyh Bizini gibi göçebe Kürt aşiretlerinden olup, 18 asırda Antakya, Maraş, Urfa, Malatya mıntıkasına yerleşmiş; sonra Kâhta, Besni, Adıyaman’dan İç Anadolu’ya Haymana, Bala, Koçhisar, Kulu, Cihanbeyli, Yunak, Yozgat, Yerköy, Çiçekdağı, Kaman, Ortaköy iskân edilmiştir. Sünni’dir Şafii iken çevrenin tesiriyle zamanla Hanifileşmiştir. Malatya havalisindekilerde Alevi olanları da vardır.

Her milletin tarihi kendi iç dinamikleriyle incelendiğinde bir bütünü yakalamak bakımından araştırmalara dayalı yerel tarihlerin önemini kavramanın güzellikleri beni celp etmiştir. Bana göre atalarım tarihlerini ne kadar çok iyi davranılıp ve işlenirse Milli tarihlerde o denli zenginleşir ve güzelleşir ve daha gerçekçi, inandırıcı ve etkileyici bir hal alır. Çevremdeki insanlar bana bu işlerle uğraşma ne faydası var demelerine karşı ben hep atalarımı araştırmaya daha da yoğunlaştırdım. Nasıl yaşadılar, nerden Siverek’e geldiler kimlerdir. Bunu merak etmişimdir ve araştırmaya devam edeceğim.

Serhat SÜVEYDA

: Bölüm I. Güneydoğuda Şeyhbizini Aşireti

Erzurum’da 1414 nüfuslu, Kurmanci lehçesi konuşan, Hanif’i olan, Şeyhbizini aşireti Oltu ilçe merkezinin Kısıkdere ve Zennun semtleriyle aynı ilçeye bağlı Topkaynak, İğdeli köyleri, İspir ilçesi Tekpınar köyü, Tortum ilçesi Yamankaya köyünde oturmaktadırlar. Tesbihçilik vb. sanatlarıyla meşgullerdir. 18. Asrın başlarında Ankara’nın Bala ve Haymana ilçelerinde de bu aşirete rastlanmaktadır. Kerkük, Erbil, Amur, Akra ve Şuvan kasabasında yaşadıkları söylenmektedir. Şeyhbizinilerin büyük bir kısmı günümüzde Hurremabad ve Şiraz bölgesinde ve Ayaş’ta yaşamaktadırlar. Sellahaddini Eyyubi döneminde Mısır, Şam, Ürdün, Halep, Filistin’e Şeyhbiziniler, Reşiler, İzoliler aşiretler yerleştirilmiştir. Ayrıca Mazgirt’te Şeyh Bazan’larda Şeyhbiziniler gibi Kurmanci konuşmaktadırlar.

Çermik’te Şeyhbizini Aşireti

Umaren (TEKNETAŞ) AİLESİ Çermik’in Nişinik köyünden olup Mersin ve Almanya’da ikamet eden, Umeran (Ömerler) Ailesinden 67 yaşındaki olan Zülüfkar Teknetaş ile 17.05.2009 günü Mersinde kendi evinde yaptığım görüşme: Benim ailemin adı Umeran’dır. Şeyhbizini aşiretindeniz. Ailem daha önce Çermik’in Qereqarik mezrasında ikamet ederlerdi. Tabi şimdi Qaraqarik diye bir mezra yoktur. Yıkılıp viran olmuştur. Benim babam Alo, yine Şeyhbizini aşiretinden olan Kinikan ailesinden bir kız kaçırır. Çermik’in Lef bölgesinin dağlarında birkaç aileye sığınır. Bir gün babam adamlarıyla ava giderler. Dönüşte kız bulamazlar; sonra duyarlar ki kaçırılan kız ailesi tarafından öldürülmüştür. Bu olaydan sonra babam ve amcaoğlu Reşit, ile beraber 1910’lu yıllarda Nişinik köyüne gelirler. Babamın amcaoğlu Reşit ailemizin akrabası olan Hesene İbişe sığınır. Benim babam Alo da mele Hesen’a sığınır. Benim babamın mesleği sepetçilik idi. Çeşitli ebatlarda sepetler yapardı. Büyüklerimizin başından geçen bir başka öykü şöyledir. Qaraqarik(Bu mezranın bugün yerinde sadece kalıntılar vardır. Yani yerleşime kapalı bir yerdir) mezrasında babam Alo ve üç kardeşiyle birlikte yetim kalmışlar. Amcaları Ömer tarafından büyütülmüşlerdir. Onlara sey (yetim) diye hitap ederlerdi. Bir gün koyunları Brut köyü civarında otlarken, Brutlulardan biri tarafından rahatsız edilirler. Buna içerlenen amcaları Ömer, o adamın evine girip kavurma küpünü alıp getirmelerini ister. Kardeşler eve girdiklerinde ev halkı ateşin etrafında oturup konuşuyorlardı. İki kardeş sessizce küpü olduğu yerden alırlar.” Küçük kardeş küpü taşıyamaz. Babam Alo küpü kucağına alıp amcasına gelir. Amcaları, üç kardeşe küp dolu kavurmayı bitirinceye kadar yedirir. Çünkü sabah olduğunda karşı taraftan gelen olursa ortada delil olmasın diye” 1

Siverek Şanlıurfa Kalınağaç(Daraxun) Köyü

Anadolu’nun Güneydoğusunda yer alan Urfa’daki aşiret ve oymakların büyük bir kısmı 18 ve19 yüzyıllarda konargöçer olup sonraki yıllarda yerleşik hayata geçmişlerdir. Urfa birçok aşiretin yurdu olmuştur. Demografik yapıdaki çeşitlilik Urfa’nın tarih boyunca farklı devlet ve toplumların hâkimiyetine girmesiyle ilgilidir. Siverek’in ticaret yolları üzerinde yer alması ve göç yolları güzergâhında bulunması Siverek’i ekonomik ve sosyal yönde etkilemiştir. Örneğin Harput’a bağlı Maden kazasındaki bakır madenlerini İskenderun’a deve kervanları Siverek Urfa güzergâhından geçmiştir. Yine konargöçer durumundaki birçok aşiret yaylak ve kışlaklara giderken Siverek topraklarını kullanmıştır. Bu durum Siverek sınırları içinde birçok aşiretin bulunmasına ve yaşamasına ortam hazırlamıştır. Hareket halindeki aşiretlerin bir kısmı Siverek’e yerleşmiş bir kısmı da farklı bölgelere göç etmiştir. Siverek bölgesinde Şeyhbizinili aşireti bir arşiv belgesinde Dalyan Rişvan cemaatine dahil olarak gözüküyor. Dalyan Rişvan cemaati için bazı arşiv belgelerinde cemaat tabiri kullanılmışken bazı arşiv belgelerinde aşiret tabiri kullanılmıştır. Bu cemaatin adı arşiv belgelerinde Dalyanlı, Dalyanlı Rişvan ve Dalyanlı Torunlar şeklinde geçmektedir. Dalyanlı Rişvan cemaati Birecik ve Rumkale, Besni, Hısnımansur, Malatya ve Araban çevresinde konargöçer olarak yaşamıştır. Bu cemaate mensup bir miktar haneninde Rakka, Halep, Maraş eyaletleri ve Malatya, Sivas, Urfa sancakları ve Hısnımansur kazasında yaşadığı ifade edilmektedir. 9 Ekim 1848 tarihli arşiv belgesinde bu cemaatin hane sayısının 680 olduğu Antep, Besni ve Araban ovasındaki Dalyanların birleştirilmesi durumunda bir kasabanın kurulabileceği ve toplam sayılarının 5,000 haneyi bulabileceği belirtilmektedir. Ayrıca Dalyanlı, Rişvan, Şeyhbizinili, Diricanlu cemaatleriyle Zeydanlar ve diğer oymakların vergi ödemede zorluk çıkardığı ifade edilmektedir. 29 Nisan 1862 tarihli bir arşiv belgesinde Dalyanlı, Rişvanlıların Rumkale ve Araban civarında Atmalı ve Hevidi aşiretlerinin saldırısına uğradığı belirtilmektedir. Urfa bölgesinde sefer Cihanbeyli aşireti ile beraber görünen Şeyhbizinili aşireti. 30 Ağustos 1824 tarihinde Ankara ve Kengeri (Çankırı) muttasıfının Dâhilîye nezaretine yazdığı yazıda Ekrad taifesinden Şeyhbizinili ve Türkanlı ve Cihanbeyli aşairi Ankara’nın kazaları reayasına ziyan getirdiklerinden tehditleri hakkında ferman suduru verilmiştir. Yani Ankara’dan tekrar Güneydoğuya sürüldükleri görülmüştür. 2

Siverek Kasabası

Siverek kasabası etrafında çadırlarda ve yerleşik pek çok aşiret bulunmaktadır.

1. Siverek kasabası civarında göçer Erşanlı aşireti Dağbaşı(Karahan) nahiyesi,

2. Darağun(Kalınağaç) nam mevkide çadırda Şeyhbizinili aşireti.

3. Siverek kazası toprağında göçer Çukan, Karavar aşiretleri.

4. İzollu aşireti bir kısmı köylerde sakin, bir kısmı çadırda göçer.

5. Çukan aşireti, Bekkare aşireti, Tay aşireti, Kisi aşireti, Udvan aşireti(arab), Şeyhan aşireti, Koranlı aşireti kesmen şehre yerleşmiştir.

6. Berazi aşireti, Seydanlı aşireti, Türkanlı aşireti, Modanlı aşireti, Cubur aşireti, Cihanbeyli aşireti, Şammar aşireti, Aneze aşireti bu aşiretler ve cemaatler 1850-1900 yıllarında olaylarda adı geçen ve ön planda olanlardandır.3

Urfa Vilayeti Nüfus sayımları(Darağun Köyü)

Urfa vilayeti 1927-1940 yılları arası nahiye ve köylerin nüfus miktarları. Siverek Bucak nahiyesi Darağun köyü (Şeyhbizini) erkek nüfusu 256, kadın nüfusu 247, toplam nüfusu 503 kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Daha sonraki 1960 yılı nüfus sayımında Darağun köyü nüfusunu kayıtlarda göremiyoruz. 1960 yılındaki Darağun nüfusu Hasırlı(Kamişek) köyüne dahil edilmiştir. Darağun köyü muhtarlık olarak Hasırlı köyüne bağlanmıştır. Hasırlı köyü erkek nüfusu 480, kadın nüfusu 412, toplam nüfusu 820 kişidir. Örnek vermek gerekirse Darağun köyünden Mehmet Devebakan(Kalmıho) doğum tarihi ve yeri 1922 Siverek ( Şanlıurfa ili Siverek ilçesi Hasırlı köyü görülmektedir.) Türkiye’de toplumsal yapı ve değişim dergisinde Şeyhbizini aşiretinin Siverek’te olduğu netlik kazanmıştır. Kurmancinin bir kolu olan Soran dili Silvan’da Şeyhbizini Kürtleri arasında ve Siverek’te konuşulmaktadır. Haymanadaki Kürtlerde Şeyhbizini ve Rişvan aşiretlerine mensuptur. Sünni Kürtlerin % 70 şafidir. Urfa, Siirt ve Diyarbakır’da bir miktar hanifi vardır.4

Darağun Köyünde Halvethane(Şeyhbizinili Heceli)

İnsanların Allahü Teâlâ Hazretlerine yaklaşmak ve ibadet için girdikleri makama halvethane denilirdi. Anadolu’nun birçok yerlerinde halvethane ve benzeri isimlerle anılan ibadet makamları vardır. Belki çevrenizde bu mübarek makamları görmüşünüzdür. Bizim köyde rahmetli dedelerimden kalma halvethane vardır. Bizim köy yani Şanlıurfa ilinin Siverek ilçesinin Darağun köyü ki eskiden Siverek’ten üç saatlik uzaklıktaydı(At arabasıyla) Şuan Siverek Kâhta karayolu geçtiği için arabayla 10 dakika düşmüştür. Köyümüz şuan 100- 120 arası hanedir. Köyün şehre uzaklığına rağmen (yaya olarak) rahmetli dedemiz Heceli Efendi köyden uzak mesafede bir tepenin içinde dedelerimizden kalma taştan halvethane vardı. Halvethanenin duvarları taştan olduğu tavanı ve tabanı da taştan idi. Ancak bir kişinin içinde namaz kılabileceği genişlikte olan bu halvethane çile çekmek için Rabbine ibadet ederlerdi. Rahmetli dedemin birçok çalışanı vardı. Dünyevi işlerini çalışanları yapardı. Kim bilir kendisinden öncede daha nice gönül erleri o halvethanede çile çekmişlerdir.

Darağun Köyü: Rahmetli Amcam Mehmet Devebakının Günlüğü Babam Heceli hayattayken bana yazdırdığı dedelerimiz ve köyümüz hakkındaki bilgiler. Babam Darağun köyünde doğmuş beş yaşındayken İncaz köyüne gitmişler. Altı yıl kaldıktan sonra tekrar Darağun köyüne gelmişler. On dört sene sonra evlenmiş. Ondan sonra Siverek merkeze bağlı Kayseri köyüne gitmişler. 1905-1906 yılında askere gitmiş, askerlik bittikten sonra tekrar Darağun köyüne dönüyorlar.

Büyüklerimizden Ahmet Kınık

Ahmet Kınık baba adı Hekber, anne adı Meryem bizim köyü satın alan büyüğümüz. Bu köyde mera çoktur. (ölçü birimi2708 bin para ) mera bulunmaktadır. On altı bin dönüm tarla ve ayretten sekiz bin dönüm tarla vardır. Darağun sınırlarındaki köyler mevkiler Kepirko( Kepir kuyu), hemen yanı başı Kamişek(Hasırlı köyü), sınırını ayırmıştır. Çavi, Bitik(Taşıkara) köyü, Zenceçur çayı, Küfrü(Ertem) köyü, Kırı hamı mevki ile sınırlıdır.

Darağun Köyü Şeyhbizini Şeceresi

Heceli babam 1962 senesinde bana bizim şeceremizi yazdırdı.

1) Mehmet Beyi, Nofel Bey

2) Süleyman Bey

3) Hüseyin Çelik

4) Ahmet Tacir

5) Hec Süleyman

6) Nofel Bey

7) Arab

8) Heceli

Büyüklerimizin Olayları Vefatları

Babam Hecelinin bana söylediği büyüklerimizin olayları ve vefatları

1. Hec Süleyman’ın kardeşi Hüseyin bir zamanda adam öldürmüş Hec Süleyman barışı sağlamak için öldürülenin ailesine gitmiş ve vurularak yaralanmış ve olduğu gibi kalmış.

2. Hec Süleyman Çermik’e bağlı Herbetali(Çalı Tepe) köyüne yerleşmiş orda vefat etmiştir.

3 Hec Süleyman’ın oğlu Nofel Hilvan’a bağlı Buğur (Buxur)köyüne yerleşir orda vefat eder.

4. Nofelin oğlu Arab Çaylarbaşı köyüne bağlı İncaz mezrasında vefat etmiştir

Daha sonrada babam Heceli Darağun köyünde vefat etti.5

Kısım Üç: Bezeyni Kürtleri (Şeyhbizini)

Bezeyni Kürtleri, diğer dört Kürt kabilesiyle birlikte, İslami yayılmadan önce sonra (7-8 yüzyıllar) Fars’ta ve daha sonra İsfahan’da (bugün İran’da) ikamet ettiler. Buna karşılık, Bezeyni aşiretleri Osmanlı belgelerinde (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri) çok daha sonra, yani Çaldıran Savaş’ından 1514 kısa bir süre sonra, yani, Jazirat İbn Ömer bölgesinde (bugün: Suriye- Irak sınır bölgesi) olarak geçmektedir. Türkiye: burada Osmanlı imparatorluğu Kürt yerleşim bölgelerinin kontrolünü ele geçirdi. Ama aynı zamanda Kirmaşah’ta (bugünkü İran) ve Ermenistan’da da Bezeyni’nin izlerine rastlıyoruz. Bölgeye göre Baban, Güran, Kalhur, Schuwan, Milli, Zilan vb. gibi farklı konfederasyon isimleri altında ortaya çıkarlar. Bezeyni boylarının Orta Anadolu’da Karadeniz ve Marmara denizinde uzun zaman almıştır.6

Van

Doğu Anadolu Güney Anadolu bölgesinde aşiretin adının geçtiği arşiv belgesi Van valisine, Bitlis hâkimine, Van kadısına, Diyarbekir Voyvodalığına aklamından konargöçer Şeyh Bizini aşiretinin arzuhaline göre üç yüz hane ile Genç kazasına geldiklerinde Bitlis hâkimi Abid Han akrabasından Abdi Bey, Mahmut Ağa Zaza aşiretinden bazıları ikibin eşkıya ile bunların evlerini vurup mallarını yağmalayıp yedi kişiyi katledip, kızlarının burnunu, kulağını yırtıp saçlarını kesip İki kızlarını köle yapıp eşkıyalık ettiklerinden suçluların cezalandırılmasına hususunda 1818 yılı.

Beyazid ve Revan Bölgesi

Zilanlı Rediki, Eylayanlu, Aliyanlu, Dilhıranlu, Kürdilanlu, Kelturanlu, Şeyh Bizini, Süveydanlı vb. taifelerinden oluşarak hane sayıları 1500’dür. Derviş Paşa hane sayısında, Hurşid Paşa’nın aksine daha fazla olduğunu söylemektedir. 940 hanesi Kars Sancağında, Kars ve Kağızman kazalarında Osmanlı Devletine tabi olarak bulunmaktadır. 1650 hanesi kış mevsiminde Rusya’da Revan’a tabi Sürmeli, Serdarabad ve Kernibasr’da, yaz mevsiminde Bazeyid ve Revan kıtası arasında bulunan Sinek, Balıkgöl ve Pirlu mahallerinde Rusya’ya tabi olarak yer almaktadırlar. 100 hanesi İran Devletine bağlı olarak Makü civarında bulunmaktadırlar. Zilanlı aşireti, aslen Diyarbakır taraflarında Erzurum ve Kars eyaletlerine yerleşmişlerdir. Bir süre sonra buralardaki yaylak ve kışlaklara sığamayacak dereceye geldiklerinden çoğunluğu Revan tarafına geçmiştir. Erzurum ve Kars kısmında kalanlar her ne kadar Osmanlı Devletine bağlı görünseler de Revan’a giden ağalarının istekleri ve sözleri ile hareket etmişlerdir. Rusya’nın Revan’ı ele geçirmesiyle aşiret reisi Hüseyin Ağa Bayezid’e geçmiştir. Buradan Muş’a daha sonra altı veya yedi sene kalacağı Hoy’a vararak burada Çaldıran nahiyesinde kalmışlardır. Hüseyin ağanın Kars sancağı Kağızman kazasında vefat etmesiyle aşiret ağası oğlu Kasım olmuştur. Kasım ağada yaklaşık yüz hanesiyle Hoy ve Bayezid arasında hareket ederek Kağızman’da sakin olmuştu. Bayezid ve Kars sancaklarıyla civarında bulunanların hepsi Kürt aşireti olup bazıları Türkçe ve Farsça ’da hâkim olmuşlardır. Ziraat ile uğraşmalarının yanı sıra diğer aşiretlerinin yetirmiş olduğu hayvanların alış verişini yapmışlardı. Zaman zaman hırsızlık olaylarına dâhil olmuşlardır.7

Musul ve Kerkük Aşiret Olayları

Musul-Kerkük’te Arap, Türk ve Kürt aşiretleri, yerleşik, göçebe ya da yarı göçebe şekilde birlikte yaşamaktaydılar. Hemawend dışında bölgede eşkıyalık yapan başka aşiretler de vardı. Ancak Hemawend bölgedeki en korkulan aşiret idi. Eşkıyalığı meslek edinen Hemawend, düşmanı olan ya da olmayan aşiretlere saldırmakta köylerini basmakta eşyalarını gasp etmekte ve bölge ahalisini canından bezdirmekteydi. Önü alınamayan eşkıya hareketlerinden bıkmış aşiretler köylerini terk etmekte başka vilayetlere göç etmekte ya da sınırı geçip İran devletine sığınmaktaydı. Boşalan köyler nedeniyle vergi toplanamamakta, tarım ve ticaret yapılamamaktaydı. İncelediğimiz arşiv belgelerinden 1890 ile 1916 arasında bu türden farklı birkaç olayın cereyan etmiş olduğunu görmekteyiz. 1890 senesinde Dizeyi aşireti ile Hemavend arasında meydana gelen çatışmada Dizeyi aşiretinden bir ölü, iki yaralı dışında kısrakları da yaralanmıştı. Hemavend eşkıyası iki kısrak ve üç tüfek de gasp etmişti. 1894’te ise Hemavendlilerden yüz atlı, Şeyh Bizini aşiretinin ikamet ettiği Tebeke ve Karasalim köylerine musallat olmuştu. Köyün ahalisi ile Hemavend ’in çatışmaya girecekleri haberi alınmıştı. Serasker makamı, iki aşiret arasında vukua gelmesi muhtemel olan çatışmanın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istemiştir. Bağdat Altıncı Ordu-yu Hümayunu, Hemavendlilerin meydana getirdikleri uygunsuzluğa karşı Kerkük’teki ester süvariden otuz yedi silahlı asker, üç zaptiye; otuz altıncı süvari alayından ise elli beş silahlı asker, dört zaptiyeden oluşan bir askeri kuvveti sevk ettiklerini ve gerekirse daha fazla asker sevk edebileceklerini merkezi hükümete bildirmişti. Serasker makamı, bu olayın büyümemesi ve kayıp yaşanmaması için büyük bir itina göstermiş ve bölgeye asker sevk etmiştir. Bölgedeki aşiretlere zulmeden Hemavend, Şivan aşireti nede saldırmakta, köylerini basmakta, adamlarını öldürüp yaralamakta ve eşyalarını gasp etmekteydi. Baziyan kazasına tabi Şivanlıların ikamet ettiği altı köyün ahalisi Hemavend eşkıyasının zulmüne daha fazla katlamayarak köylerini terk ederek kaçmışlardı. 1898’de Şivan aşiretinin Hemavend eşkıyasının zulüm ve katliamlarına son vermek için intikam içinde olduğu haberi alınmıştı. Bu intikam düşüncesine ön ayak olanların derhal durdurulması ve büyük çatışma meydana gelmemesi için hükümetçe ciddi bir ıslahat ve icraat yapılması gerektiği Bab-ı Ali’ye bildirilmişti. Fakat bu haberden sonra hükümete gelen bir diğer telgrafta ise Şivan ve Şeyh Bizini aşiretlerinin, Hemavendlilerin ikamet ettiği Berbadi ve Muzaka köylerine saldırdıklarına dair haber, Hemavend aşiret reisi tarafından Süleymaniye Mutasarrıflığına bildirmişti. Lakin yapılan araştırmada işin aslının çok farklı olduğu anlaşılmıştı. Berbadi ve Muzaka köyleri Şivan ve Şeyh Bizini aşiretleri tarafından kuşatılmamış aksine Hemavendliler bu köylerde toplanarak yaklaşık iki yüz atlı ile Şivan ve Zibar kazalarındaki köylere saldıracakları anlaşılmıştır. Bu iki yüz atlı eşkıya Kerkük’e iki saat mesafe uzaklığında olan köylere saldırmakta ve yakmaktaydı bu durum köylerden yükselen dumanlar ile teyit edilebilmekteydi. Hemavendliler öteden beri yaptıkları fenalıklara rağmen hile ile devlete diğer aşiretleri şikâyet etmekteydi. Daha önceden Şivan’a bağlı on altı köyü yakmışlardı. Bu hale bakılacak olursa bölgeyi harap edecekleri ortaydı. Yapılan nasihatlerin de bir işe yaramadığı aşikâr olduğundan askeri kuvvetle acilen cezalandırılmaları gerektiği ayrıca Şivan ve Şeyh Bizini aşiretlerinden de bu vukuata ön ayak olanların dahi cezalandırılmaları gerektiği Serasker tarafından Bab-ı Ali’ye bildirilmişti. Hükümet, bölgede asayiş ve barışı sağlamak ve duruma iyi bir netice vermek amacıyla girişimlerde bulunmuştu. 1898’de Hemavend, Şivan ve Şeyh Bizini aşiretleri arasındaki anlaşmazlığın çözümü için devlet tarafından vazifelendirilen Süleymaniye ve Kerkük Heyeti Sulhiyye nezdinde toplanan aşiretler bastırılmıştı. Barışın sağlanması için Hemavend aşireti 100tüfek ve 4 kısrağı Şivan aşiretine vermeyi kabul etmişti. Bu konuda hizmetleri görülen aşiret reisleri ve askeri kumandanların ödüllendirilmeleri için izin istendiği, ancak mülki memurların idaredeki beceriksizlikleri ve tedbirsizlikleri yüzünden bu anlaşmanın bozulduğu; dik başlı olan aşiretlerin ellerinde “Martini” marka taklit silahlar bulunduğundan bölgedeki jandarma kuvvetinin asayişi sağlamaya yeterli olmadığı, huzurun sağlanması için ilk tedbir olarak Musul valisi Arif Paşa’nın yerine münasip birinin atanması hususu belirtilmiştir. 8

Şeyhbizini

İlk olarak İsfahan’dan Germanşah’a ve sonra İran’a göç sırasında (bugünkü Irak) Bezeyni’nin aşiret konfederasyonun bazı bölümleri şah veya şeyh unvanını “baş” anlamında kullanmış görünüyor. Böylece onlara schahbaz olarak atıfta bunuldu ve bu şekilde yeni İran mensubiyeti eki-i ile schahbazi Şeyhbizini vb. isim oldular. Hem şah veya şeyh unvanıyla hem de onsuz. O zamandan beri Şeyhbizini adı Bezeyni ’den daha yaygın hale geldi. Ancak bu bir öz adlandırma değil, yabancı bir adlandırmadır. Osmanlı belgelerinde Şeyhbizini olarak geçer.

Aşiret develerinin Ordu Tarafından Kiralanması

1832 yılında da Mısır meselesinden dolayı Dersaadet birçok aşireti seferber ederek 11.600 gibi yüksek sayıda devenin ordu nakliyesinde kullanılmasını istemiş fakat bunun mümkün olamayabileceği düşünülerek sayının beş altı bin kadar makul bir seviyede tutulması salık verilmiştir. 1832 yılında aşiretlerden toplanması beklenen deve sayıları tabloda yer verilmiştir.9

Aşiret                     Deve sayısı                         Aşiret                        Deve sayısı 

Yeniil Aşiretleri              2.000                                    Mamalu Aşiretleri                         800

Boyuinceli Aşireti                  800                              Beğdek Aşireti                         400

Hotamış Aşireti                200                              Esbkeşan Aşireti                        350

Arisun Kazası Aşiretleri        200                                  Şeyhli Ve Tabanlı Aşiretleri             500

Şeyh Bizinli Aşireti             450                                   Mikaili Atmanlı Milükanlı Ekradı          400 

Kikal Aşireti                      450                                   Aydın Saruhan Sancaklarından Mütemekkin Aşiretlerden  2.500

Rişvan Ekradı                  2.000                                         Cihanbeyli Ekradı                   750

                                           750 TOPLAM 11.600

Kendilerini Tanımlama

Bezeyniler kendilerini Kürt ve Kirmanç olarak tanımlar. Dillerine Kirmanceki derler. Burada başka bir Kürt dilinin yani Kirmancki’nin(konuşanlar tarafından Zazaki dilinin kendi kendini adlandırması olarak) dil atamasıyla çarpıcı benzerliğine dikkat edin. Bu nedenle Bezeyniler kendi dillerini diğer Kürt dillerinden ayırmak için Kirmancki’nin yanı sıra Kırmancikiman (bizim Kirmanci’miz) veya zwani ime(bizim dilimiz) dil sıfatını da kullanırlar. Orta Anadolu’da ise Bezeyni adı Şex Bizini, Şex Bizayn, Şağuzeni ve Şawzeni şeklinde özel ad olarak da kullanılmaktadır. Haymana’daki (İç Anadolu) aşiret büyüklerinden birine göre o zamanki adı Şex Bazani idi. Sakarya’da (Marmara sahili) Şahzeni ve Şahuzendi kullanımda, Sinop ve Çorumda(Karadeniz sahilinde) Şahuzeni ve Şahuzendi özel adlarıdır. Görüşülen Bezeyni bilginlerine göre Şex Bizini terimi yakın zamana kadar tüm Bezeyni boyları arasında bilinmiyordu. Muhbirler, Şex Bizini’nin ancak kitle iletişim araçları aracılığıyla yayılabileceğini varsayıyorlar. Coğrafi dağılım Türkiye’deki Bezeyni Kürtleri geleneksel olarak aşağıdaki bölgelerde ikamet etmektedir. Orta Anadolu’da Ankara ili(Haymana ilçesi: 30 fazla köyden; Polatlı ilçesi), Karaman ili, Konya ili(Kulu ilçesi), Kırşehir ili (Mecidiye ilçesi) ve Yozgat ili (Bozok ilçesi). Karadeniz kıyısında: Sinop ili (Boyabat ilçesi), Amasya, Artvin, Çankırı, Çorum, Kastamonu, Samsun, Gümüşhane, Tokat ve Trabzon illeri. Marmara sahili: Sakarya ili(Adapazarı ilçesi), Bolu ili. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Adıyaman ili (Kâhta ilçesi), Kars ili (Çıldır ilçesi), Van ili (Erciş ilçesi), Urfa ili, Erzurum ve Diyarbakır illeri. Tarih bugünün Bezeyni Kürtlerinin atalarıyla, 7. Yüzyıldaki İslami yayılmadan önce, o zamanlar Fars Eyaleti olan tarihi İran bölgesinde karşılaşıyoruz. Ancak İzadi, bugünkü kürt Bazayni ve bazı aşiretlerin izini, Azerbaycan’ın Savalan dağında Belikan aşiretinin birlikte yaşadığı tarih Badh aşiretine kadar sürer. Fars’ta günümüz Bezeyni Kürtleri, Bazanjan veya Bazangan olarak adlandırılır. Bezeyni Kürtleri Kirmanşah’ın daha kuzeybatı bölgesinde (tarihi İran’da da ), Bezeyniler, Güranın Baziani alt kabilesi, Salas kabile konfederasyonu altındaki Bazani kabilesi ve Kalhor kabile topluluğunda Şahbazi olarak onaylanmıştır. Plowdene göre, Kalhor’un tüm kabile topluluğunun bile muhtemelen aslen İsfahan’dan gelen Şahbazi adlı bir kabileden türediği söylenir. Şahbazanın Kalhor topluluğunu oluşturan 13 Klanın bir birlikteliği olduğu söylenir. Bezeyni’nin tarihi yerleşim alana İran’dan (Fars, İsfahan, Kirmanşah) bugünkü Irak’a kadar uzanır. Burada Besnan aşireti Musul'da Ezidilerin çoğunluğunun yaşadığı bölgelerde ve muhtemelen Suriye’de de görülmektedir. Musul’da Bician aşiretinin Bezunlu aşireti olduğu da belgelenmiştir. Bu aşiret adlarının, Bardarasch’ta (Musul) Ashair Al Sab’aa (Yedi kabile) aşiret birliği içinde yaşayan günümüz Şeyh Bizini kabilesiyle aynı olduğu varsayılabilir. Bu kabileler kendilerine Güran diyorlar. Ayrıca Kaneqinde Şeyh Bizini, Erbil- Kerkük bölgesinde Kerkük’ün kuzeyinde Bezeyni (Shuwan konfederasyonunda Kerkük’te Şeyh Bizini (Baban konfederasyonunda) Şeyh Bizini aşiret isimleri için kanıtlar vardır. Kerkük/Musul Edmonds yerel kaynaklara dayanarak bu kabilenin burada Şeyh Bizini muhtemelen 18.yüzyılın başlarında yaşadığı belirtmektedir.10

Şeyh Bizini Aşireti Nereden Geldi

Hulvan nehrinin Qasri-Şirin ve Kanegin yolunda Dartang darbandını geçtiği Tak-i Girra geçidi civarında İran ana yolunun kuzeyindeki Rijab bölgesinden geldi. Başka bağlantı hattı var. İran, Irak ve Türkiye bölgeleri arasında: Türkiye’de yaşayan Bezeyni’nin alt boyları olarak anılan Tapan, Palani, Xewend ve Lerani kabileler belgelenmiştir. Literatürde Osmanlı belgelerinde bunlar şunlardır. Liva Mardin’in çeşitli bölgelerinde Milli konfederasyonunda ve Şeyh Bizini aşiretinin (1521-23) bir alt aşiretinde Tabanlu aşireti(1518-19 ve 1530) Liva Amid’da Palani Suku kabilesi; Palani Kaneqin(Irak); Hevanlu 1530 Liva Çermik’te (Diyarbakır’ın ilçesi); Horasan’ın kuzeyindeki Hevedan, Larini Kirmanşah’ta Kalhor kabile topluğunda yer almaktadır. Ankara’da Tabanlı ve Şeyh Bizini’nin alt aşiretleri olarak Hevidanlı ve Leranlı. Bezeyni Kürtlerinin Türkiye’ye göçünün farklı dönemlerde gerçekleşmiş olması muhtemeldir. Göç yolu muhtemelen Şehrizor (İran-Irak sınır bölgesi), Umar(Suriye- Irak-Türkiye sınır bölgesi) üzerinden gidiyordu. Osmanlı imparatorluğunun göçebe iskân politikası nedeniyle, Bezeyni Kürtlerinin bir kısmı Elazığ üzerinden Elazığ ve Malatya üzerinden Orta Anadolu’ya, ayrıca yazlık ve kışlaklara yerleştirildi, Hütteroth ve özlü ’ye göre bu 18. Yüzyılın sonlarında olmuştur. Ankara, Kırşehir, Nevşehir, Çorum, Konya, Sivas ve Yozgat’ta yazlık ve kışlakları olan Şeyh Bizini aşiretinin bir kısmı Haymanaya nakledilmiştir. 1970 civarında Düzce ve Yozgat’ta Üskübü Diest’in 1886’da Düzce ovasında tanıştığı yaşlı bir Kürt atalarının 150 yıl önce buraya gö1521-ettiğini belirtiyor. Dil örneklerinden hareketle aslında Bezeyni Kürtçe olduğu doğrulanabilir. Liva Osmanlı idari bölgesi için aşağıdaki kabile isimleri verilmiştir. Mardin’de Şeyh Bezdeni(1518-19), Şah Pıstı( 1521-23) ve 1540-41 Tabanlu, Mardin ve Amid ve ayrıca Bolin(o zamanki Amid bölgesi) Amid ve Kemah’ta Şeyh Bizini 1530, Siverek’in o zamanki Oşun Nahiyesi Bezeni 1530, ve Bizani 1608-1752 o zamanki Suruç ilçesinde. Bazian kabilesi Kazan’da (Palu/Elazığ) da bulunabiliyordu, bu da muhtemelen Baziani kabilesi (Kirmanşah’taki Güran kabilesinin bir alt kabilesi ile akrabadır. Ayrıca Erzurum Tortum yakınlarında aşiret adı Şeyh Bizini görülür. Bezeyni adı Erzurum’un doğusunda, Ağrı’nın kuzeyinde, Çorum’un kuzeybatısında, Kırşehir’in batısında ve kuzeybatısında yer alır. Bayasıd/Ağrı’da (Silanlu veya Zilan aşiret konfederasyonu içinde Şeyh Bizini adıyla karşılaşırız. Şerefname’nin Almanca tecrübesinde kabile adını Şeyh Bizini olarak yazarken, bu kabileyi Cudi dağlarındaki aşiretleri arasında Besni ismiyle listeler. Burada Bezeyni’nin kendi adını verdiği listeler Dersim’im bir mahallesi Şeyh Bazan aşireti adı belgelenmiştir.11

Lek Kürtleri:

Şeyh Bizini Aşireti Kürdistan’daki büyük etnik çeşitlilik: Araplar, Türkler, Azeriler, Farslar vb. Kürdistan’ı benzersiz bir kültür adası yapan Kürtlerin heterojenliği ile tamamlanmaktadır. Bu olağanüstü kültürel adanın bir kısmı Kürdistan’ın en güneyindeki Lek Kürtleri ve Loristan’dadır. Leh konuşan Kürtler, hem dinsel hem de dilsel açıdan Kürt halkının bir kolunu temsil etmektedir. Lek aşiretleri Kürdistan’ın hemen her yerinde görülmektedir,

Şeyh Bizini

Lek Kürtlerinden bir aşiret Kuzey Kürdistan ve Orta Anadolu evindedir. Bu aşiretin adı Şeyh Bizini (ku. Şex Bizin). Bu aşiretin göç tarihi en azından 16. Yüzyıla, Kürdistan’da Osmanlılar ile Safeviler arasında kanlı savaşların yaşandığı döneme kadar izlenir. Şeyh Bizinilerin babası sayılan Qazi Hüseyin ile Şah İsmail arsındaki müzakerelere rağmen Safeviler tarafından bünyesine katılmış ve bugünkü Kürt şehri Kirmaşan yakınlarındaki asıl yurtlarından Kerkük’e ve oradan yürüyüşe zorlanmışlardır. Burası aynı zamanda Şeyh Bizinilerin büyük göçünün henüz başladığı yerdir. Şii persler, Sünni inançları nedeniyle onlardan tekrar Osmanlı yönetimindeki bölgelere göç etmeleri istendi. Bu yeni gelenler, Sünni inançları nedeniyle Osmanlı paşası Yavuz Sultan Selim tarafından hoşgörüyle karşılanır. Kısa bir süre sonra, 1514’te Osmanlılarla iyi ilişkiler sürdükleri için bizzat paşanın da onayladığı Şeyh Bizinilerin Orta Anadolu’nu daha verimli bölgelerine bir başka göçü. Böylece Şeyh Bizinilerin Orta Anadolu ve Kuzey Kürdistan’a asırlar süren göçü başlar. Horasan’dan (kuzey İran) sonra Orta Anadolu, Kürtlerin Kürdistan dışındaki en büyük ikinci yerleşim bölgesidir. Bugün orta ve Kuzey Anadolu'da tahminen 1,5 milyondan biraz fazla Kürt yaşıyor. Dersim, Koçgiri, Ararat ve Şeyh Bizinilerin de dâhil olduğu Şeyh Sait ayaklanmaları sırasında Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından Anadolu’ya yerleştirildiler.

Ankara

Bugün Ankara’daki Kürtlerden bahsederseniz, o zaman en başta Şeyh Biziniler gelir. Kürdistan dışındaki en büyük yerleşim yerleri Haymana’dır. Ankara bölgesi ve çevre köylerde tahminen 40,000 Şeyh Bizin Kürt yaşıyor. Haymana’da Kürtlerin varlığı yüzyıllar önce batılı araştırmacılar tarafından da doğrulanır. Fransız jeolog Perrot, Haymana’daki Kürtleri 1850 gibi erken bir tarihte bildiriyor ve çevrelerine iyi uyum sağlamaları dayanarak, Kürtlerin en az 2-3 kuşaktır. Haymanada yaşadıklarını varsayıyor. Şeyh Bizin aşiret konfederasyonun üyeleri artık Orta Doğu’nun çoğu yerinde bulunuyor. Genellikle farklı kabile isimleri altında. Zamanla Şeyh Bizini’nin pek çok mensubu bölgedeki hâkim aşiretlere uyum sağlamış ve böylece orijinal aşiret isimlerinden de vazgeçmiştir. Kerkük’ün güneyinde ve Xaneqin’de yaşayan Şeyh Biziniler kendilerini çeşitli Lek veya Şeyh Bizini, Doğu Kürdistan’da ise Xewend olarak adlandırırlar. Bir Kuzey Irakta Kürt özgürlük mücadelesi sırasında peşmergeydi ve Mustafa Barzani ile birlikte savaştı. Bazıları bugün hala öyle. Kürdistan’dakiler kendilerini açıkça Lek Kürtleri olarak tanımlarken, Amed veya Serhed’de bu lehçeyi konuşanlar kendilerini Kürt(Kırmanç veya Kurmanci) olarak görmekte ve kendilerini de çoğunlukla Leki kökenli olduklarından habersizdirler. Şeyh Bizini ve Xewend Kürtlerinin Yerleşim yerleri. Diyarbakır-Bağlar-Lice, Erzurum, Xaneqin, Kerkük, Ağrı, Elazığ, Siverek, Bahdinan, Kirmanşah, Beyza'dır. 12

Bölüm Beş: Anadolu Bölgesindeki Şeyh Bizini Aşireti

Arşiv kayıtlarının yanında kaynağı belli olmayan şifahi bilgiler bulunmaktadır. Safevi Baskıları Safevi baskısı altında kalan konargöçerlerin ilkin Anadolu’nun güney taraflarına Halep ve çevre mıntıkaya daha sonrada Orta Anadolu’ya doğru yer değiştirdiklerini doğrulamaktadır.1512 tarihinde ya doğru yer değiştirdiklerini doğrulamaktadır.1512 tarihinde Yavuz Sultan Selim’in İran savaşlarında Sünni Osmanlı’nın tarafını tutan Lek Kürtlerinin Anadolu’ya göç ettikleri idda edilir. Bir müddet Anadolu’nun güneyinde kalan Lek Kürtleri sonra Anadolu’nun orta kesimlerine yönelmiştir.1766 da Anadolu’dan Musul’a kadar uzanan sahada dolaşan bu aşiretin 10,000 çadır(hane) olarak tespit etmiştir. (Cc.Nieburh) Ulus adıyla da anılan aşiret mensupları eşkıyalıkları nedeniyle 1701 tarihli bir emir ile Rakka ’ya, Ruha(Urfa)taraflarına sürülmeleri emredilmiştir. Aşiretin bir kısmı ise geride Malatya, Arapkir ve Divriği taraflarında kalmıştır. Ayni tarihlerde aşiret bu sefer Tunceli tarafında kalan Çemişgezek, Pertek ve Sağman taraflarına yönelerek burada ahalilerini köylerinden sürerek kendileri yerleşmiş olduklarından devlet 1705 tarihli bir emirle yine Rakka ‘ya iskân edilmelerini emretmiştir. Bununla beraber bu iskân teşebbüsleri pek sonuç vermemiş, aşiretin Diyarbakır, Harput sahasında yaşamaya devam etmişlerdir. Benzer bir baskıya maruz kalan ve Sünni olan Şeyh Bizinli aşireti de Safevi sınırlarından ayrılarak Anadolu’nun daha kısımlarına göç etmiştir. Bunların aksine Cihanbeyli ve Şeyh Bizini aşiretinin bir kısmı ise hiçbir şekilde Orta ve Batı Anadolu taraflarına göç etmeyip kadim kışlak sahaları olan Elazığ, Diyarbekir, Malatya arasındaki sahada yaşam sürmüşlerdir. Cihanbeyli aşireti konumuza kaynaklık eden 1851 tarihli iskân defterine göre dokuz(9) farklı aşiretten oluşan bir aşiret konfederasyonu idi. Konu bütünlüğü bağlamında konfederasyona bağlı Şeyh Bizini aşiretin Haymana’ya gelişleri hakkında bilgiler vererek devam edelim. Şeyh Bizini aşireti adı altında yirmi iki(22) köy mevcuttur. Bu köylerin büyük bir çoğunluğu günümüzde Haymana ilçesinde yer almakta olup Ankara ilinin sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle Şeyh Bizini aşireti mensupları 1851 yılında Haymana sahasında meskûn durumdadırlar. (Türkiye geneli 73 yerleşim sahasında yaşamaktadırlar.13

3525 Numaralı Defter Şeyh Bizini aşireti

3525 numaralı defterde giren ilk köy Haymana ilçesine bağlı Gökgöz köyüdür. Defterde bu aşiret adı altında kayda giren ilk 10 köy içerisinde bir değerlendirme yapıldığında Balıkçı Hisar köyünün diğerlerine nazaran merkez olabilecek sosyal ve iktisadi potansiyel taşıdığı söylenebilir. Balıkçı Hisar köyünde 1851’de 46 hane reisinin adları kaydedilmiş olup bu tarihten az zaman önce 1845 yılındaki kıtlık kuraklıkta köyden göç eden beş hanenin varlığı söz konusudur. Göç eden bu beş kişiden ikisi Erzurum, ikisi Malatya ve biriside Afyon Karahisar tarafına gitmiştir.

1. Yusuf oğlu Mehmet Malatya tarafına hanesiyle göç etmiştir.

2. Kasım oğlu Osman Malatya tarafına hanesiyle göç etmiştir.

3. Hüseyin oğlu Beşir Afyon Karahisar tarafına hanesiyle göç etmiştir.

4. Mehmet oğlu Osman Erzurum tarafına hanesiyle göç etmiştir.

5. Osman oğlu Ali Erzurum tarafına hanesiyle göç etmiştir.

Balıkçı Hisar köyünün sosyal yapısına işaret eden bazı bilgiler bulunmaktadır. 3525 numaralı deftere göre 1851’de köydeki kırk altı(46) hane reisi içinden ikisi İmam, ikisi Çerçi ve biride hademedir. İmam olan şahıslardan biri Mehmet oğlu Genco diğeri de Sencer oğlu Molla Hüseyin’dir. Çerçi olanlar Yusuf oğlu Emin ve Musa oğlu Yusuf’tur. Osman oğlu Abdullah ise hademe olarak kayıtlıdır.

20 Yüzyılın Başlarında Aşiretin Yerleşmesi ve Nüfusu

1. Şeyh Bizini Erzurum merkez vilayet Narman merkez dört yüz on yedi(417) nüfus yerleşme konargöçer.

2. Şeyh Bizini Erzurum merkez Narman ‘da iki yüz(200) hane halkı konargöçer. (Cihetleri İspir, Tortum, Keskim, Bayburt)

3. Şeyh Bizini Bayburt Örek bin yüz elli(1,150) nüfuslu konargöçer (Cihetleri Massad Deresinde)

4. Şeyh Bizini Diyarbakır Siverek çevresi yüz(100)nüfus konargöçer. Anadolu’nun Güney öbeği Bezeyni (Şeyh Bizini) olarak ta bilenen aşiretin bir koludur. Tuz gölünün doğusunda yaşarlar.

Anadolu’nun Güney Öbeği

Bezeyni(Şeyh Bizini) olarakta bilinen aşiretin bir koludur. Tuz gölünün doğusunda yaşarlar. Anadolu’nun merkezinde başlıca yaşadıkları yerler Örenkaya, Sarıfatma, Bunalan, Balkaya, Beşkız, Sıtma, Abdullah, Beygircioğlu, Çamlıpınar, Karasoku, Yeşildere, Gemet, Değirmendere, Armutlu, Kızıleyrek, Akpınar, Kuyuköy, Kamışlı, Saraycık, Pınarbaşı köylerde yaşarlar. Cihanbeyli aşireti kaymakamlığı 1840-1843 yüzyılın ortalarında iskânları gerçekleşmiştir. Yerleşme sırasında nüfus tahrirleri yapılmış bağlı bulunan aşiretler iskân edildikleri köyler ve ahalinin meslekleri kaydedilmiştir. Dolasıyla bu defterde aşiretin sosyal hayatı, nüfus oranı bağlı aşiretler ve bulunduğu köyleri tespit etmek mümkün olmaktadır. Bu iskânın hemen ardından ise aşiretlerin kefalet senedine bağlandıkları görülmektedir. Konya Cihanbeyli Şeyh Bizini aşiretinin yaşadığı köyler Günyüzü, Balcıhisar, Kunluhan, Büyükjezi, Atugat, Senatlı, Yünsez, Abdallı, Gülekli, Eskikışla, İncirli, Tabanlı, Zelcecami, Olbaklı, Zor, Gedik, Karaömerli, Dere, Sarıgüzel, Durbanlar, Arif 20 yüzyılın ortalarında bazı köyler Haymana’ya bağlanmıştır.

Farklı Bölgelerde Bulundukları Konfederasyonlar

1. Şivan konfederasyonu Kerkük’ün kuzeyinde Hasa ve Zenk nehirleri arasında yaşarlar. Bezeyni adıyla da bilinirler. Hewler ile Kerkük arasında yaşarlar. Bezeyni’lerin önemli bir kısmı 1600 yılların ortasında Güney Karadeniz ve Orta Anadolu’ya yerleşmişler. Anadolu bölgesi: Bezeyni(Şexbizin) Çorum’un kuzey batısı ve Kırşehir’in batısı ve kuzey batısı Kızılırmak yakınlarında yaşarlar. Bunlardan bir kısmı Sinop’a 1700’lerde yerleşmiş ve 1934 iskân kanunuyla tekrar dağıtılmışlar. Şivan aşireti 2000 aile kadardır. Tarımla uğraşırlar ve Şivan Hasa ile Şivani Beyza diye ikiye ayrılırlar. Beyza ile Şexbizini aşiretleri küçük Zap ile Hasa nehri arasında bulunurlar. Bütünü Sünni’dir, Şexbizini aşireti yaklaşık 450 ailedir. Erzurum yakınlarında yaşarlar ve bulundukları topraklarda iki veya üç köyleri ve büyük ihtimalle bu aşiret Kerkük’teki Şexbizini aşiretiyle aynıdır. Nitekim aşiretin bir bölümü Tortum civarında yerleşik olması bu aşiretin Kerkük’teki Şeyh Bizini aşireti olduğunu gösterir.

2. Talbani(Şeyh Bizini) aşireti Osmanlı arşivlerinde yer alan 1905 tarihli Irak kuzeyi Musul vilayeti bölgesindeki aşiretler tespit eden bir başka raporda on beş Kürt aşiretinin içerisinde Şeyh Bizini Talbani 1905 yılında Musul Şehrizor vilayetinde yarı yerleşik görülür. Bunların arasında Kartepe bölgesinde yerleşik Talbani aşireti en arka sırada yer alır. Bugün merkezi Erbil’e hâkim olan aşiretler, ise bu bölgede Surçi, Katagun, Şeyh Bizini olarak gösterilmiştir. Bu tespit sayımı yapılan Kürt aşiretleri şöyle Tayyani, Surçi, Kakai, Rızani, Herki, Şirvan, Muzır, Bıradost, Askil, Bezeci, Belbaş, Şeyh Bizini, Palani, Hemawend ve Talbani aşiretleri sayılmıştır.14

Samsun Mübadilleri Tezi

Samsun’un Alaçam ilçesi Bakırpınar köyü Samsun’a elli altı kilometre Bafra ilçesine iki kilometre uzaklıktadır. Köye bağlı bir mahallede Kürtçe Şeyh Bizini konuşulduğu görülmektedir. Mübadiller döneminde 1924 yılında dokuz hane elli bir nüfus mübadil sevk edilmiştir.15

KAYNAKÇA

1. Uygarlık tarihinde Çermik (Ömer KILIÇ)

2. Urfa sancağı doktora tezi

3. 18 yüzyıl yarısında Siverek Ekrem Akman

4. Urfa vilayeti 1927-1940 yılları arası nahiye ve köyleri nüfus sayımı, Türkiye’de toplumsal yapı değişim dergisi

5. Yazar Ömer Faruk Hilmi

6. Mahmud Levendi ve Mehmet özkük

7. Karataş-Kul XIX. Yüzyılın sonlarında Bayezid Sancağındaki aşiret ve iskân politikası 346-347

8. https://akademik.yok.gov.tr

9. https://akademik.yok.gov.tr/AkademikArama/view/searchResultviewListArticle.jps

10. izady

11 Hütterath, Özlü Şerfname Almanca Çevirisi

12 http://kurdica.com/News-sid-und-350-%C3%AAx-Bizin-277.html

13 Nisanyan map.com

14 Osmanlı Arşiv belgeleri 3525

15 Samsun Mübadilleri Tezi

© 2024 Şeyhbiziniler Resmi Web Sitesi, Tüm Hakları Saklıdır. Web TasarımKoray ÇOKOL